Okuyucularımız

5 Mart 2015 Perşembe

MEKTUPLAR- I

   
   Hitap yazmaktan bile hicap duyuyor kalemim. Kaçamak bakışlar savuruyor kelimelerim, ardına saklanarak  bir zarfın. İkna edemiyorum onları oradan çıkmaya. ''Bu kadar geciktirmemeliydin !'' diyorlar. Ama diye başlayan cümlelerime de cevapları hazır; ''ama bir kabul cümlesi değil !'' 
   Nihayet içlerinden bir tanesi, ''şimdiye kadar yazdıklarının hatırına söyleyeceklerini dinleyelim bari '' diyor. Adını soruyorum, ''sevgili dost diye başladığın cümleler var ya, işte o benim '' diyor . 
-Benimle başlayan mektupların hatırına seni dinleyebilirim en azından.
Bir bir anlatıyorum bende hediyeni hazırlarken yaşadıklarımı. 
- Ufacık kağıtlara şiir yazıp hediye kabı yapmak nasıl zordu bir bilsen! Hem sonra mektup yazmakta ayrı meziyet ister..Cahit Sıtkı Ziya'ya mektuplarını yazarken...
'Sevgili dost' ise elini çenesine dayamış, kimi zaman gözlerini iyice açmış şaşkın bir ifadeyle, kimi zamansa hımm hımm diyerek onaylayan bir ifadeyle dinliyordu beni.
''O kağıtlardaki şiirlerden okusana '' dedi. 
Önce öksürdüm hafifçe, derin bir nefes aldım, başladım okumaya :
''Bu yağmur kanımı boğan bir iplik 
Tenimde acısız yatan bir bıçak
Bu yağmur yerde taş
Ve bende kemik
Dayandıkça çisil çisil yağacak...''
Bitirdiğimde bir de baktım az önce bana tavır alan sözcüklerim de sevgili dost'un yanında birbirleri ardına dizilmiş beni dinliyorlar. Meğer şiir okuyuşumu seviyorlarmış. Sevgili dost bu yüzden şiir okumamı istemiş. Şiirin üstüne afili bir konuşma yaptı bizimki. Kimi yerlerde ikimizin mektuplarından alıntı yapmayı da ihmal etmedi . Söylediğine göre affedilmişim.
''Eh artık izniniz olursa başlıyorum mektubuma '' dedim. Nazlı nazlı gelip yerleştiler kağıda. Sevgili dost en başa geçmeyi istedi ama ''hitap yok, hikayeni yazacağım bu sefer dedim. Gülümseyişinden belli ki sevdi bu fikri.
Bizim hikayemiz burada son buluyor sevgili dost. Haydi sen de başla seninkini yazmaya...