…Evet ,bu
soğuk Mart
gecesinde ne Elliot’ı öpmek ne de arkasından gelecek olan olaylar zincirini yaşamak vardı aklımda. Fakat 1943 yılının Mart ayında başlayan bu
olaylar zinciri, hayatımı ve çevremdeki insanların yaşantısını sonsuza
dek değişterecekti. Benim adım Esther… ve bu benim hikayem…
Sayfa 49.
Sayfa 49.
Boşanmak üzere olan Joel ,bir aylığına
yengesi Bee’nin yanına Seattle’a gidiyor. Ve bir gün kaldığı oda da ki
şifonyerin çekmecesinde kırmızı kaplı bir günlük buluyor. Önceleri okumayı pek
istemese de içinde ki arsız meraka dur diyemiyor ve ortaya çıkan aile sırları,
bir kitap taslağını andıran kırmızı kaplı kadife günlükle birlikte gün yüzüne
çıkıyor. Joel bu günlük sayesinde bir çok olaya şahit oluyor ; aşk, entrika,
dostluk, gizem, kayıp, cinayet… ve daha bir sürü hissi aynı anda bu kitapta
toplamış sevgili yazarımız Sarah JIO.
Çiçeği burnunda
yazarımız Sarah JIO, benimde çok sevdiğim yazar Debbie Macomber ile
kıyaslanmkta. Lakin ikisi arasında benzerlik olsa da bir çok farklılık mevcut.
Söz konusu yazarımız JIO; olay örgüsüne okuyucuyu da dahil edip, sunduğu
sıcacık hikayenin gizemini koruyan tarafını çözmemizi sağlıyor. Kitapları
okurken bir yandan da düşünmemizi sağlıyor. Bir nevi polisiye kitaplarındaki
gibi hep bir şeyler çözme ihtiyacı duyuyor okuyucu.
Kitaptan öğrendiğimize göre; Sarah JIO eşi ve üç çocuğuyla birlikte Seattle'da
yaşıyormuş. Belki de bu sebepten dolayıdır ki kitapları hep Seattle'da
geçiyor.Sanırım bilindik bir çevreyi kaleme almak daha kolay. Okuduğum diğer
kitabı da –Böğürtlen kışı- aynı şekilde Seattle'da geçiyor.
Kitapta bahsi geçen
feribota binip Seattle'dan karşıya geçmeyi planlıyorum. Esther ile Elliot’un
ayrıldıkları otelin önünde durup o hissi yaşamak istiyorum. Sevdiği adamı terk
ettiğinde, tüm o yaşadığı acılarla birlikte Esther’ı anlamak, anladıklarıma
anlam katmak istiyorum.
Bir kez dahi olsa
herkes günlük yazmayı denemiştir diye düşünüyorum. Kitapta Esther’ın
günlük yazmasına bir falcı kadın vesile oluyor. Benim günlük tutmama ise
dırdırcı editörüm Mehtâb (adının bu şekilde yazılmasını daha çok sevdiğinden
böyle yazıyorum) vesile olmuştu. Yakın geçmişi unutan biri olarak
yazmaya başladım –bir nevi mecburiyet söz konusuydu- daha sonraları ise kendimi
yazmaktan alamadım. Ne yazık ki Esther gibi sırlarla dolu bir günlük değil
benimkisi ve ben bu hayattan göçüp gidince torunlarım Joel gibi sırların peşine
düşemeyecek. Lakin benim hakkımda çok fazla şey öğrenecekleri bir gerçek.
Peki siz geçmişinizi birileriyle paylaşmayı hiç düşündünüz mü ?
Umarım geçmişe ışık tutan yaşamınız ,birilerine ilham kaynağı olur.
Esen kalın…
Yazar : Nur Bağrıyanık
Dırdırcı Editör : Mehtap Karayiğit
Editörün Notu: Sonunda vakit bulup yazını
düzenleyebilmenin ve ismim için yapılan jestin mutluluğu içerisindeyim.Teşekkür
ederim efenim. :)