''...
-Ben nur diyorum,sen çamur anlıyorsun,ben seni aşka davet ediyorum sen beni ateşe salıyorsun.Gerçi hoş ateşinde yanmak da var yazgımda;ama yaktığın ateşlerden büyük ateşlerde yanmaya yan çizeceksen ben niye yanayım?Ben aşk diyorum sen ''aşk olsun'' diyorsun.Ben gönül diyorum sen gölgelerin peşinde yol alıyorsun.Uslan artık yüreğim,bir derdim olmalı ki bin dermana değişmeyeyim.Şimdi söyle sen dert misin?..''
Sinan Yağmur/Aşkın Gözyaşları-Tebrizli Şems
Mecnun ile Leyla
nefes almak bile bu kadar zor gelir mi insana?
telafi mümkün mü camdan kalbi olana?
kendine büyük gelecek bir yürek edinmemeli insan,
sevginin büyüklüğünü dolduracak bir yürek bulunmuyor her zaman.
gerçek sevginin hayalini kuranlar bile
yalan bir aşkı yaşamayı tercih ederken
hangi doğruya inanılır ki bu hayatta?
yağmur öncesi kasvet basar şehri
kasvet değildir ya ruhunu görür her insan
bu yüzden iç çekişlerini saklar damlalara
altı üstü sevmiştir mesela
ama hayat bu ya bir çomak sokulmuştur mutlaka
bindiği dalı kesmeye karar verir neden sonra
geceler uzarken gündüzlere
bir yudum sudan yaratılan varlığın
altını üstüne getirmiştir bir sevda
kimse bilmez oysa
hayalinin kurduğu aşkın
birinin içinde açmak için tutuşan bir gonca olduğunu
beklediği mevsimin çok uzak olduğunu anlayınca
solar ve toprağa karışır gönül diyarında
bu yüzden iz bilmez güvercinler
hep yanlış adreslere götürmüştür mektupları
sevilen mi?
o başka bir mektubun hülyasında..
işte bu yüzden güzel hala mecnun ile leyla
bu yüzden aşk hala bir martının kanat çırpışında
bu yüzden aşk; Yunus ile dem olup,
Mevlana gibi yanmakta...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder