Okuyucularımız

20 Ağustos 2013 Salı

Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali

      Kürk Mantolu Madonna'nın ilk okuduğum Sabahattin Ali kitabı oluğunu söylesem bana kızar mısınız ya da beni eleştirir misiniz bilmiyorum ama hayatımda her zaman için doğrucu davut olarak adlandırıldım.Bu yüzden her türlü eleştiriye açığımdır doğruluk payı olduğu müddetçe.
           

    Şimdi gelelim bu kitapla nasıl tanıştığıma. Üniversite hocamızın tavsiyesi üzerine başladım bu kitabı okumaya. Hatta şöyle bir anımdan bahsetmek isterim kitabı tanıtmadan evvel;
    Bir gün hocamız sohbet esnasında ne tarz kitaplardan hoşlandığımızı , kimleri okuduğumuzu sormuştu.Sıra bana geldiğinde amfide böylesine uzun uzadıya bir tek ben konuşmuştum sanırım.Dikkatini çekmiş olmalı ki neler okursun deyince ,ben başladım saymaya klasik türdeki kitapları.Adam haliyle şaşkındı.Okuyan  olarak sayıca çok azız ve bir de bu az kitlenin içinde klasik  hayranı çıkmıştı.''Klasikler okunur mu yahu? ''deyince gözlerim fal taşı gibi açıldı. Şaşkınlığımı farkeden hocamız tebessüm ederek şaka yaptığını açıklamıştı.
    Aslında söylediği cümleyi bir çok kişiden duymuştum bugüne kadar ama şaka da olsa bir eğitmenden duymak şaşırtmıştı.Neyse efendim ben bu şekilde başladım okumaya. Amfinin arka sıralarına geçip derste okuduğumu bilirim,bizim kızlar sohbet edip gülüşürken ''şşştt sessiz olun okuyorum burada, görmüyor musunuz?'' dediğimi bilirim,zaten otobüste okumaya çalışma çabalrımdan bahsetmeye gerek bile duymuyorum.Sağdan soldan kitabına kayan gözler falan oluyor, okuyan çok iyi bilir bu durumu.Şimdi gelelim kitabımıza ;
                      
    Hani kendi içinde yaşayan sessiz tipler vardır ya işte Raif Efendi aynen bu şekilde bir karakter.Her insanın hikayesi vardır kimisi mutlu sonla biter, kimisi hüzünle.Raif Efendi’nin hikayesi sizi çok şaşırtsa da hikayenin sonunu öğrenmek için bir solukta ayraca bile ihtiyaç duymadan okumaya devam edeceksiniz.
  Kitabı okuduktan sonra suskun olan insanların hayatlarını daha çok merak eder oldum.Daha önce bilmezdim susan her insanın kağıda dökülecek kadar kıymetli hikayesinin olabileceğini, şimdi daha iyi gözlemliyorum etrafımdakileri.
           
            Kitabın arka kapağında ise şunlar yazıyor ;

     “Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor,koridorlarda ki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır,fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum ‘Kürk Mantolu Madonna’yı seyre dalıyor,ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.”

      Her gün tek bir resmi görmek için gelen bir adam, onu uzaktan gizlice izleyen ressam Maria Puder.İkili ilişkilerde tecrübesi olmayan Raif efendi, bu denli sabırla ve aşkla izledi o tabloyu her gün saatlerce.Aşk’ını geride bırakıp Almanya’dan memleketine dönen ve bir daha sevdiği kadından haber alamayan bu adamın yürek burkan hikayesini kaleme almış Sabahattin Ali.

            Şimdi size soruyorum en son bir insana ne zaman hayran oldunuz ?
            En son ne zaman birisini çok sevip beklediniz ?

Zamanın bizden götürüsü olarak hızlı yaşayıp hızlı tükettik cebimizde ki aşk kırıntılarını.Kim bilir belki bu kitabı okuduktan sonra bir kez olsun düşünmeye kalkışırız.



 Kalemi kırık bu yazar adayının tavsiyesine kulak verin ve okumaya başlayın. Pişman olmak şöyle dursun belki de dostlarınıza kitap tavsiyelerinde adım geçer de kulaklarım çınlar.
   
    Sizlere kitaptan bir alıntı ;

   Yazar:Nur Bağrıyanık
    Dırdırcı Editör :Mehtap Karayiğit
    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder