Okuyucularımız

17 Kasım 2013 Pazar

Senden Önce Ben- Jojo Moyes

  
  Fatih’e bir sokaktaydım.Kaldırımların kırık dökük ,yağmurun ahşap evlerin çatılarında ritim tutturduğu.Cumbalardan bakan yeşil gözlü kızların ve çocukların birbirini itiştirirken çamur birikintilerine yuvarlandığı bir sokakta.Birde boyunlarına astıkları son model fotoğraf makineleriyle şaşkın şaşkın gezindiği turistlerin.Onlar her bir köşe başında farklı bir dünya ile karşılaşırken,kitap okumak için son günlerde epeyce uğradığım bu hoş mekanda açılıp kapanan sandalyeme kurulmuş çayımın yaveri sigaramdan usulca bir nefes daha içime çekmek isterken yeniden farkına vardım nerede olduğumun.Jojo Moyes’le birlikte gezindiğim Londra sokaklarından beni ayıran sigaramın ardından yudumladığım soğuk çay olmuştu.Ağzımdaki tüm tadın kaçışıyla anlamıştım ki Mayes’le gezimiz biraz uzun sürmüştü.Oysa ki denileni yapıp kitabın son sayfalarını topluluktan uzakta okumayı planlıyordum.Yaşlar gözümden usulca süzülürken Will’in mektubunu bir kez daha okudum.Yaşadıklarıyla birlikte Will’in mektubu beni derinden sarstı sanırım.
   
   
    
    Bu güzel kitapla bizlere kahramanlarının duygularını yaşatan yazarımıza gelince; Jojo Moyes çiçeği burnunda bir yazar ve ilk kitabı olan ‘’senden önce ben’’ ile kendisi hakkında umut ışıkları aldığım bir yazar olarak listeme dâhil oldu.Umarım burada ki sıcacık hikaye ‘’sevgilimden son mektup’’adlı ikinci kitabında da bizleri kucaklar.Uzun zamandır böyle sürükleyici,içerisinde hem hüzün hem de tatlı çekişmeleri barındıran bir aşk hikayesi okumamıştım.İtiraf etmeliyim ki erkekler ağlamaz klişesini ortadan kaldırabilecek güçlükte bir kitap.Gelelim kitabın içeriğine:
  Motorsiklet kazasıyla tekerlekli sandalyeye hayatı bağlanmış ,daha önceleri yerinde duramayan, kızları kendine hayran bırakacak derecede yakışıklı ve bir o kadar da kibirli olan Will.Birde eviyle otobüs durağı arasının 158 adım ettiğini hatta platform topuklu giydiyse bunun 180 adıma çıkacağını hesaplayacak kadar hayatı sıradan olan bir kız. Yedi yıllık birlikteliğini bir türlü evliliğe taşıyamamış, kız kardeşinin gölgesinde, hayatını  bir lunaparktaymış gibi yaşayabilen Leo.Birinin hayatında griden başka ton yok,diğerinde ise gökkuşağını kıskandıracak kadar renkli.Bir yanda hayatını sonlandırma düşüncesindeki Will,diğer yanda onu hayata bağlamak için elinden gelen gayreti gösteren Leo.
     
        Sizce hangisi başarılı olur?

    Sayfaları çevirmenin vakti geldi.Bir an evvel okumaya başlamalısınız.Eğer benim gibiyseniz kitabı bitirmeniz an meselesi.Yok eğer dırdırcı editörümüz gibi ağır ağır gitmeyi sevenlerdenseniz yanınıza bir fincan çay alsanız iyi olur.Eh Leo’nun da dediği gibi ‘’iyi demlenmiş bir fincan çayın çözemeyeceği sorun yoktur.’’Bu arada siz çayınızı soğutmayın,soğuk çayın tadı hiç güzel olmuyor, benden demesi  :)

    Yazar:Nur Bağrıyanık
    Dırdırcı Editör: Mehtap Karayiğit

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder